






|
|
.............. Ali Bozdağ MEHMET'LER DOLAR
UĞRUNA ÖLMESİN!
Amerika Asker İstiyor Oğlunu sokağa korumasız
gönderemeyenler Mehmetciği acımasızca birkaç dolarlık kredi uğruna ölüme
gönderiyor.
Tavizler vere vere bu hale getirilmedi mi Türkiye?
O sonu gelmez tavizler olmasaydı, özel eğitimli askeri birliklerinin
başına çuval geçirilebilir miydi?
Terörist muamelesi yapılarak, taliban kıyafetleri giydirilebilir miydi?
Başlarında çuvallarla, ellerinde kelepçelerle sorguya götürüldüler.Ne
sorgusu, neyin sorgusu?
Gerçi onlar Bağdat yollarındayken, televizyon kanallarındaki sustalı
maymunlar cirit atmaktaydılar.
Magazin programlarındaki sosyete bozuntusu sonradan görmeler tepiş tepiş
tepişmekteydiler.
Radyolardaki cıvık diji bozuntuları piçleşmiş bir dille sünmeye devam
etmekteydiler.
İki yol arasındaki çim alanda mangal keyfi yapanlar da dişlerinin
arasına kaçan et parçalarını kürdanlamayı bırakmamışlardı elbette...
Türkiye garip bir ülke...
Biz hep başkaları tarafından anlaşılamamaktan şikayet ederiz. Peki ama
şu sıralar anlayabiliyor muyuz acaba biz kendimizi? Kendimizi anlamanın
zor olduğu bu dönemde şu sarı öküzün hikayesinden çıkaracağımız çok ders
olsa gerek...
Bir daha kafaya çuval geç memesi için...
Artık tavizlere hayır. Mehmet'in ölmesine hayır kısaca
Savaşa Hayır
demenin zamanı geldi de geçiyor
Saygılarımla
Ali Bozdağ
Bana üç gün
önce gelen hikayeyi hiç değiştirmeden yayınlıyorum umarım bizim
sonumuzda böyle olmaz. Bu konudaki görüşlerinizi Görüşler bölümüne
bekliyoruz.
Sarı Öküzün Öyküsü
Eski zamanların birinde bir otlakta öküz sürüsü yaşarmış. Yaşarmış
yaşamalarına ama civardaki aslanlar bir türlü rahat bırakmazmış onları.
Hemen her gün saldırırlarmış bu sürüye. Öküz dediğin öyle yabana atılır
bir hayvan değil ki, bir araya toplandılar mu kolayca defetmesini
bilirlermiş o koca aslanları. Gerçi bir iki sıyrık alırlarmış ama...
Yine de boyun eğmezlermiş aslanların zorbalığına.
Gün geçtikce aslanları bir kaygı almış. Ancak tavşan, fare gibi küçük
hayvancıklarla beslenir olmuşlar. Gitgide güçten düşmüşler. Eee, aslan
bu,hiç fareyle doyar mı?
- 'Herhalde bize bu otlağı terk etmek düşüyor' demiş aslanlardan birisi.
- 'Evet' diye tasdik etmiş diğerleri.
Nereye gideriz diye düşünürlerken 'bir dakika' diye bir ses duymuşlar
gerilerden. Herkes dönüp sesin geldiği tarafa bakmış . Sürünün en
çelimsiz, ama kurnaz mı kurnaz bir ferdi olan Topal Aslan'mış söze
atılan.
- 'Hayır' demiş, 'hiç bir yere gitmiyoruz. Siz bana bırakın, ben bu işi
hallederim .'
İnanmamış kimse ona ama haydi bir şans verelim diye düşünmüşler. O da
almış yanına bir iki aslan gitmiş öküzlerin yanına. Beyaz bayrak çekmeyi
de unutmamış. Öküzlerin lideri olan Boz Öküz başta olmak üzere beş iri
kıyım öküz yaklaşmış onlara. Ne istediklerini sormuşlar.
Topal aslan başlamış konuşmaya. Bir yandan da Boz Öküz'ün sivri ve
kocaman boynuzlarına bakıp ürperiyormuş.
- 'Saygıdeğer öküz efendiler' diye başlamış lafa. 'Bugün buraya sizden
özür dilemek için geldik. Biliyorum sizleri çok defa incittik, kim bilir
kaçınızda şu pençemin izi vardır. Ama inanınız bunların hiç birini
isteyerek yapmadık. Biliniz ki biz aslanlar barışçı bir milletiz. Hele
öküzlerle hiç bir alıp vermediğimiz olamaz. Ancak size defa atla
saldırmamızın sebebi aranızdaki Sarı Öküz. Onun rengi öyle sizinkiler
gibi değil. Gözümüzü kamaştırıyor, aklımızı başımızdan alıyor. Onu
gördük mü ne kadar barışsever olduğumuzu unutup size saldırıyoruz, ve
sürünüze zarar veriyoruz. Yoksa bizim sizinle hiç bir alıp veremediğimiz
yok. Onun yüzünden hepiniz zarar görüyorsunuz. Bir türlü hayatınızdan
emin, rahat rahat otlayamıyorsunuz, belki geceleri bile bizim kükrememiz
sizin uykunuzu kaçırıyor. Bunların hepsi Sarı Öküz'ün suçu. Verin onu
bize,siz kurtulun, biz de barış içinde yaşayalım' demiş.
Boz Öküz, diğer önde gelenlerle görüşmek üzere geri çekilmiş. Hepsi de
sıcak bakmışlar bu teklife. Bir tek yaşlı Benekli Öküz olmaz demiş ama
kimseye dinletememiş. Zavallı Sarı Öküz kurban edilmiş aslanlara.
Hepsi birden saldırmışlar zavallı öküzün üzerine. Bir ikisini fırlatmış
üstünden ama sonra bitkin düşmüş . Çırpınmış, haykırmış, yardım istemiş,
yalvarmış, ama onu işiten olmamış . Diğerleri üzülmüşler üzülmesine ama
elden ne gelir ki. Bütün sürünün selameti için bir öküz...,
Gerçekten de günlerce sürüye hiç bir saldıran olmamış. Huzur içinde
geçer olmuş günleri. Ama aslan milleti bu, ne kadar sabreder ki. Hele
öküz etinin tadını aldıktan sonra. Daha bir kaç hafta geçmeden acıktık
demişler Topal Aslan'a . O da yine almış yanına bir kaçını, bir defa
daha gitmiş Boz Öküz'ün yanına.
- 'Selam' diye girmiş söze. ' Gördünüz gibi biz aslanlar uysal milletiz.
Doğru kararınız için sizi bir daha kutlamak isterim. Siz de huzur
içindesiniz, biz de. Ne mutlu. Yalnız buraya bunları söylemek için
gelmedim. Büyük bir problemimiz var.'
- 'Nedir?' demiş Boz Öküz merakla..
- 'şu sizin Uzun Kuyruk' demiş Topal Aslan. Öyle uzun bir kuyruğu var ki
nereden baksak görünüyor. O kuyruğunu salladıkça bizim de aklımız
başımızdan gidiyor. Gözümüz dönüyor, sürüye saldırmamak için kendimizi
zor tutuyoruz. Halbuki siz öyle değilsiniz, hepiniz normal
kuyruklusunuz. Onun kuyruğu yüzünden korkarım hepiniz zarar
göreceksiniz. Gelin onu bize verin bu konuyu burada kapatalım. Eskisi
gibi barış ve sevgi içinde hayatımızı sürdürelim. Boz Öküz yine istişare
yapmış sürünün ileri gelenleriyle. Hepsi verelim gitsin demişler. Yine
sadece Benekli Öküz karşı çıkmış.Dışlamışlar Uzun Kuyruğu sürüden.
Saatler sürmüş zavallının çırpınışları ama sonunda o da yenik düşmüş
aslanlara.
Tekrar tekrar yinelenmiş bu olanlar. Her geçen gün daha da küstahlaşmış
aslanlar. Alabildiğince de güçlenmişler. Öküzlerse her geçen gün daha da
zayıflamışlar, seyreldikçe seyrelmişler. Aslanlar artık bir sebep bile
söyleme gereği duymuyorlarmış.
'Verin bize şu öküzü yoksa karışmayız' derlermiş sadece. Zavallı
öküzlerin hayır diyebilecek güçleri kalmamış. Hepsi birer birer can
veriyorlarmış aslanların pençesinde. Boz Öküz de aralarında olmak üzere
bir kaçı kalmış en sona. Ne oldu bize, ne zaman kaybettik bu harbi
aslanlara karşı, oysa ne kadar da güçlüydük? diye sormuş biri Boz
Öküz'e.
- 'Biz' demiş Boz Öküz gözleri nemli ve sesi pişmanlıkla titreyerek bu
savaşı 'Sarı Öküzü verdiğimiz gün kaybettik...'
|